Hint Kültüründe Yaratılış Efsaneleri

  
Hiranyagarbha, Brahma, Vishnu, Shiva, Pracapati

  Hint kültüründe yaratılış hakkında birden fazla efsane ve mitos yer alır. Bu mitoslarda  genellikle  evrenin ya kozmik bir yumurtadan ya da dev bir insanın kurban edilmesiyle oluşturulduğundan bahsedilir. 
   Evrenin kozmik bir yumurtadan meydana geldiği inancı sadece Hint'e özgü değildir. Birçok kültün yaratılış mitoslarında bu anlatıma rastlamaktayız. Hint kültüründe bu kozmik yumurtaya Hiranyagarbha (Altın Rahim) denir.Kozmik yumurta anlatımlarında; genellikle evren bir kaos sonucu sular altında kalır. Bu hiçlik sularında var olan tek şey ise bir yumurtadır.  Daha sonra evren, canlılar ve hatta tanırlar bile bu yumurtadan meydana gelir. Böylece yaratılış gerçekleşmiş olur. Yani bu mitosta yaratılış aslında sadece başı ve sonu olmayan bir döngüden ibarettir.
Altın yumurta Hiranyagarbha

Öncelikle Şatapatha Brahmana'da geçen kozmik yumurta efsanesine bir göz atalım;

Başlangıçta her yer deniz sularıyla kaplıydı. Sular ''nasıl üretebiliriz?'' diye düşündüler.Bunu o kadar çok istediler ki,sıcaklığın etkisiyle altından bir yumurta ortaya çıktı.Bu sürede henüz zaman kavramı yoktu.Bu altın yumurta bir yıl boyunca başıboş yüzdü.Bir yıl sona erdiğinde Pracapati denilen insan ortaya çıktı.Bu nedenle insan ya da hayvan olsun bütün canlılar bir yıl içinde doğum yapar,çünkü Pracapati bir yılda doğdu.O,altın yumurtayı kırıp açtı.Orada bir yıl boyunca yüzüp duran altın yumurtadan başka dinlenecek hiçbir şey yoktu.Birinci yılın sonunda o konuşmaya çalıştı. ''bhuh'' dedi ve bu sözcük yer oldu, ''bhuvah'' dedi hava oldu, ''svah'' dedi gökyüzü oldu.Bu yüzden bir çocuk bir yılın sonunda konuşmaya çalışır.Pracapati ilk konuştuğunda önce tek heceli ve çift heceli sözcükleri söyledi.Bir çocuk da öyle yapar.Bu beş heceye çıktığında o, onları beş mevsim haline getirdi.(Hint kültüründe 4 mevsim dışında bir de muson mevsimleri vardır.)Birinci yıl dolduğunda Pracapati, yaratılmış olan yerin üzerinde ayağa kalktı.Tıpkı bir çocuk da bir yıl sonra yürümeye başlar.Bin yıllık bir yaşam için doğmuştu.Nesil sürdürme isteğiyle sıkı dualar etti.Ağzından tanrıları yarattı,yaratılmış tanrılar gökyüzüne gittikleri için Deva (Tanrı) oldular.Onları yaratınca bunlar ona gün ışığı oldular.Alttan çıkardığı solukla Asuraları (iblisler) yarattı.Onlar yaratılınca yer altına girdiler.Onlar ise ona karanlık oldular.Tanrıları yaratmakla günü ve gün ışığını, Asuraları yaratmakla da geceyi ve karanlığı yaratmış oldu.Böylece bu ikisi gündüzü ve geceyi oluşturmuş oldular.  (Okyanusun Kıyısında, Korhan Kaya, syf. 51-52)

Evrenin, dev bir insanın kurban edilmesiyle yaratılması anlatımı ise Hintliler'in kutsal kitaplarından biri olan Rigveda'nın Purusha ilahisinde yer almaktadır. Gerçi bu ilahi kitaba sonradan eklenmiş bir bölümdür. İlahinin en büyük özelliği ise; ilk insan kurbanından (purushamedha) bahseden ve Hint kast sisteminin temellerini açıklayan ilk ilahi olmasıdır. Yani söz konusu yaratılış sadece evrenin ve canlıların değil, aynı zamanda Hint toplumsal düzeninin de oluşturulmasını kapsamaktadır.
ilk insan kurbanı Purusha, Rigveda


"...
Ne zamanki  tanrılar Purusha kurbanı ile kurban sundular, o zaman bahar onun yağı, yaz yakacağı, sonbahar sunusu oldu.Başlangıçta doğan Purusha'yı kurban yapıp saçtılar; onunla tanrılar, Sādhyalar ve ermişler de kurban edildiler.Bütünüyle sunulmuş bu kurbandan ilahiler ve melodiler, şiir ölçüsü ve kurban formülü meydana geldi.Ondan atlar doğar ve tıpkı iki sıra diş gibi her şey doğar; ondan inekler doğar, ondan koyunlar ve keçiler doğar.Purusha'yı böldüklerinde onu kaç parça yaptılar? Onun ağzı ne oldu? Kolları, bacakları ve ayaklarına ne dendi?Onun ağzı Brāhman oldu, kolları savaşçılar, bacakları Vaişyalar oldu; ayakları ise Şūdralar.Ay onun aklından, güneş onun gözlerinden doğdu; İndra ve Agni ağzından, Vāyu ise soluğundan türedi.Göbeğinden hava, kafatasından gökyüzü meydana geldi. Ayaklarından dünya, kulağından yönler; dünyalara biçim verdiler..." (Rigveda, Çev. Korhan Kaya, syf.906)

Yorumlar